Konya Şeker’de Kan Bağışı Kampanyası
Son yıllarda ülke ve bölge ekonomisine kazandırdığı 35 üretim tesisiyle tarım sektörü ile bölge ekonomisine büyük katkı yapan Konya Şeker, ekonomideki etkinliğini yürüttüğü sosyal sorumluluk projeleriyle sosyal hayata da taşıyor. Dünyanın en büyük gıda şirketleri arasına girme hedefini ilan eden Konya Şeker, bu iddiasına uygun bir şekilde iddialı sosyal sorumluluk projelerine de imza atıyor. Eğitimden sağlığa, spordan ağaçlandırmaya geniş toplum kesimlerine ulaşan sosyal sorumluluk projelerini hayata geçiren Konya Şeker, bu çerçevede Türkiye nüfusu kadar ağaç projesinde Konya Ovasında 18 milyon ağacın dikimini gerçekleştirdi. Bununla birlikte “Üretene Sağlık” projesi kapsamında köylerde sağlık taraması düzenlemiş, Milli Eğitim il Müdürlüğü ile yaptığı proje ortaklığı ile çoğunluğu köylerde olmak üzere 100 binin üzerinde Konyalıya Ana-Kız Okuldayız Kampanyası ile el uzatırken, Türkiye’de en yüksek katılım oranına sahip Organ Bağışı Kampanyasını gerçekleştirmişti. Gerçekleştirdiği yüksek katılımlı organ bağışı Kampanyası nedeniyle ülkemizde ilk defa Sağlık Bakanlığı tarafından sosyal sorumluluklarını yerine getiren kurum sertifikası ile ödüllendirilen Konya Şeker, sağlık alanında bir başka sosyal sorumluk projesini kan bağışı kampanyaları ile sürdürüyor.
Konya Şeker’de artık periyodik hale gelen Kan Bağışı Kampanyalarının 4’sü hafta içerisinde gerçekleştirildi ve kampanya üç gün sürdü. Konya Şeker, Çumra Şeker ve Atıştırmalık Tesisleri çalışanlarının katıldığı kampanyaya katılım oldukça yüksek oldu.
Bu arada, kan bağışında bulunan Konya Şeker çalışanları ise kan bağışında bulunmanın önemine vurgu yaptılar ve bağışta bulunmaktan dolayı çok mutlu olduklarını söylediler. Konya Şeker ile Türk Kızılay’ının ortaklaşa olarak düzenlediği “Kan Bağışı” kampanyası AB Holding’e bağlı tüm iştiraklerde de sırasıyla gerçekleştirilecek. Sağlık sorunu olmayan ve kan verebilecek durumda olanların birer ünite kan verdiği kampanya ile ilgili bir değerlendirmede bulunan Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, “Konya Şeker Ailesinin gerek organ bağışı, gerekse kan bağışı kampanyası vesilesiyle sergilediği hassasiyet ve her arkadaşımızın gönülden katılımı, bu ailenin ülkeye ve bu ülkenin insanına gösterdiği sevgisinin işaretidir” dedi.
Konya Şeker’in hayatın içinde bir kurum olduğunu ve hayatın her alanında, tarlada, tapanda, ahırda, ağılda, sokakta, okulda, köyde kentte, evinde hastanede her kim olursa olsun yardım bekleyen, destek bekleyen herkese elini uzatmaya, derde derman üretmeye çalıştığını vurgulayan Konuk özetle şunları söyledi;
“Konya Şeker olarak bizim bir duruşumuz ve tavrımız var. Bu duruş ve tavır sadece ekonomik alanla da sınırlı değildir. Biz sosyal hayatta da, sosyal sorumluluk projelerimizde de aynı duruş ve tavrı sürdürmeyi prensip edinmiş bir kurumuz. Biz hiçbir alanda son dakikacı olmadık. Bıçak kemiğe dayanana kadar beklemedik. Yani işler veya meseleler acil hale gelene kadar beklemedik. Mesela yaptığımız yatırımlar, genellikle mesele kapıyı gelip çalmadan önce meseleyi bertaraf eden, derde derman olan yatırımlardır. Bu anlayışımız sosyal sorumluluk projelerimize de damga vuran anlayıştır. Ağaçlandırma bunlardan sadece biridir. Organ bağışı, eğitim bunlardan bazılarıdır. Kan Bağışı da aynı duruşun ve tavrın bir sonucudur. Konya Şeker ailesi radyolardan televizyonlardan acil kan anonsu gelmeden de, kan lazım diye insanlar çaresiz telefona sarılmadan da yapabileceği bir şeyler olduğunu unutmayan hassas ve bu ülke ile bu ülke insanını damardan seven büyük bir ailedir. Bu ailenin en büyük özelliği duymazdan ve görmezden gelmemektir.
Daha öncekilerde olduğu gibi, kan bağışı kampanyasına sağlık sebebiyle kan veremeyecek arkadaşlarımız dışında tüm çalışanlarımız şevkle, heyecanla, gönülden bir katılım gösterdiler. Gösterdikleri hassasiyet, ihtiyaç sahiplerine yardım ellerini uzatma konusunda sergiledikleri duyarlılık nedeniyle hepsini kutluyor, onların bu davranışının örnek olmasını, örnek alınmasını diliyorum.
Konya gibi merkezi bir milyonun üstünde nüfus barındıran, Türkiye gibi 78 milyonluk bir ülkede hem Kızılay’ımızın hem sağlık kuruluşlarımızın kan merkezlerinin acil ihtiyaçlar için bile yol gözlemesi, kan bağışçısı arayışına çıkması hakikaten üzerinde düşünmemiz gereken bir durumdur. Her sağlıklı erkek 3 ayda bir, her sağlıklı hanımefendi 4 ayda bir kan verebilir ve bu kendi sağlığı açısından da faydalı bir durumdur. Buna rağmen kan verme konusunda yeterli hassasiyetin oluşmaması açıkçası kanımıza dokunuyor. O nedenle çalışanlarımızın sergilediği hassasiyeti önemsiyorum ve tüm hemşerilerimizi elleri erdikçe kan bağışında bulunmaya davet ediyorum. Unutmayalım ki, verecekleri kanla hayat kurtaracaklar, bir derde derman olacaklar, bilmedikleri tanımadıkları insanların dualarına mazhar olacaklar. Belki verdikleri kan bir akrabalarının, komşularının, belki de kendilerinin acil tedavisinde kullanılacak.”