Kanola üretiminde birim alanda Almanyaya göre daha yüksek bir verim yakaladık
Konya Şeker, üreticilerin daha fazla gelir elde etmeleri ve farklı ürün çeşitlerini yetiştirmeleri amacıyla başlattığı Kanola üretimine bu yıl da devam etti ve geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen Kanola hasadında, dünyanın önde gelen kanola üreticisi ülkelerden biri olan Almanya’ya göre birim alandan daha yüksek bir verimi yakaladı.
Konya’da sözleşmeli ekimi gerçekleştirilen Kanola hasadında birim alandan 250 ila 400 kilogram arasında bir verim alındığı belirtilirken, Yarma Kasabası’nda hasadı yapılan kanola tarlasından birim alandan 341 kg verim alındı. Konya’nın 4 bölgesinde yaklaşık 2 bin dekarlık bir alanda üreticilerle sözleşmeli Kanola ekimi yapıldığı vurgulandı. Bu yıl sözleşmeli olarak yaptırılan Kanola ekiminden yaklaşık 600 ton dolayında Kanola alınması bekleniyor.
Karatay, Selçuklu ve Meram Ziraat Odası Başkanları ile kalabalık bir üretici topluluğunun katılımıyla yapılan Kanola hasadında bir konuşma yapan Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, “Kanola bitkisinin kıymeti gelecekte ülkemiz tarımı ile bölge üreticisine kazandıracakları bu tarladan kaldıracağımız ürünle ölçülemeyecek kadar değerlidir” dedi.
Ülkemizin Yağ ve Yağlı Tohum İhtiyacını Karşılayabiliriz
Konya Şeker’in 2006 yılından beri deneme tarlalarında Kanola ekimi yaptığını ve Konya’nın çeşitli bölgelerinde 2007 yılından beri de sözleşmeli ekim yaptırdığını dile getiren Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, Kanola ile ilgili önemli gördükleri bir tesbitten yola çıktıklarını belirterek şunları söyledi;
“Biz Kanola ile ilgili ilk çalışmalarımızı bir tesbit ve ülkemizin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak 2006 yılında başlattık. Tespitimiz şuydu, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yağlı tohumların kıymeti artmaktadır. İkinci tespitimiz de ülkemizin dış ticaret rakamlarına yansıyan gerçeklerdi. Yani Türkiye yağ ve yağlı tohum ithalatçısı bir ülkedir ve bizim topraklarımızın üretim potansiyeli ile bizim çiftçimizin kabiliyetleri bu ithalat kalemini önce azaltmaya sonra da sıfırlamaya muktedirdir.
Yıldan yıla bazı büyük değişimler olsa da ülkemiz yağ ve yağlı tohum ihtiyacının önemli bir kısmını ithalatla karşılayan bir ülkedir. Mesela 2008 yılında büyük bir üretim potansiyeline rağmen sınırlarımızdan 3,1 milyar dolarlık yağ ve yağlı tohum girdi. Bu rakam toplam tüketimimizin üçte ikisine karşılık geliyordu. Ancak şunun bilinmesinde fayda var, yağ ve yağlı tohumlarda bazı yıllarda ihtiyacımızın yarısını, bazı yıllarda üçte birini ithalatla karşıladık. Yani bizim ihtiyacımız için bu topraklar ve bizim çiftçimiz yerine başka coğrafyalarda yaşayan çiftçiler üretim yaptı, yapıyor. Bir üretici kuruluşu olarak biz bu duruma böyle gelmiş böyle gider diyemezdik ve demedik.”
93 Tohum Çeşidi Tek Tek Denendi
2006 yılında başlayan 86 çeşit deneme üretiminin kağıt üzerindeki başarısının toprakla test edildiğini ve sonunda 7 çeşitle birlikte 93 tohum çeşidinin tek tek yağ oranı ve dekara verim açısından incelendiğini kaydeden Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk açıklamasını şöyle sürdürdü;
“Sonuçta Konya şartlarına uygun 5 çeşit tespit edildi. Bu çeşitlerin hem yağ oranı yüksek hem dekarda alınan verimi fazla hem de dona karşı daha dayanıklı. İşte bugün burada sadece bir ürünün hasadını yapmıyoruz 6 senelik bir çalışmanın semeresini alıyor, o çalışmanın sonucunun hasadını yapıyoruz.
Türkiye tarımsal üretim için bir cennet. Müthiş bir iklim yapımız, çok kıymetli tarım arazilerimiz, çalışkanlığı ve tecrübesi tartışılmaz çiftçimiz var. Dünyada herkesin gıpta ettiği bir tarımsal üretim potansiyeline sahibiz. Mesela tüm dünyada 12.000 endemik tür mevcuttur. Avrupa kıtasının tamamında ise yaklaşık 2.400 endemik tür vardır. Bizim ülkemiz ise tek başına 3.900 endemik türün vatanıdır. Dört mevsimin aynı anda yaşandığı ender ülkelerden biriyiz. Ancak bu potansiyeli bilmek tek başına bir anlam ifade etmiyor. Önemli olan bu potansiyeli harekete geçirip kâğıt üstü avantajlarını tarlaya yansıtmak ve o potansiyeli harekete geçirip zenginlik üretmek.
Bu bizim olmazsa olmazımız. Bu topraklar bizim ülkemizin ihtiyaç duyduğu her ürünü üretmeli. Bizim üreticimizin üretim deseni içine arpa, buğday, mısır, şeker pancarının yanı sıra bu topraklarda verimli şekilde üretilebilecek her ürün eklenmeli. Bizim gayretimiz bunun içindir. Mesela kanolada biz bu ürünün önemli üreticilerinden biri olan Almanya’ya göre daha yüksek bir verimi yakaladık. Şimdi yağ ve yağlı tohum ithalatı nedeniyle dışarıya akan milyar dolarların yönünü Konya çiftçisine döndürme çabasındayız.
Şunu da biliyoruz, bir ürünü verimli şekilde üretmek yetmiyor, bu ürünü alacak, işleyecek tesislerin de olması gerekiyor. Yani Altınekinli’nin, Çumralı’nın ektiği, hasat ettiği ürün de elinde kalmamalı. O ürünün bir de alıcısının olması gerekiyor. Bu alıcı da biz olacağız. Altınekin’de fizibilitesini tamamladığımız ve bu sene yatırımını başlatıp, seneye üretime başlayacak olan yağ fabrikamız bunun için yapılıyor.”
Üreticinin Elindeki Su Bidonlarını Artıracağız
Üreticinin Konya Şeker’den tek bir talebinin olduğunu bunun da kota olduğunu vurgulayan Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, herkesin bir kilo da olsa daha fazla şeker pancarı ekmek istediğini belirterek şu ifadeleri kullandı;
“Üretici haklı. Çünkü bu bölgede alım garantisi olan birkaç üründen biri şeker pancarı. Ancak sınırsız kota şeker kanunu nedeniyle imkansız. Elimizde Konya’nın belli bir miktar kotası var ve bu üreticilerimizce paylaşılmış durumda. Yani elde bir bidon su var ve herkesin bu sudan ne kadar içebileceği belli. O zaman ne yapacağız, bu bidonun yanına başka bidonlar ekleyeceğiz, birinde limonata olacak, birinde başka çeşmelerden dolduracağımız su.
İşte bizim çabamız bunun içindir. Yani sözleşmeli yaptırdığımız şeker pancarı ekiminin yanı sıra başka ürünleri de sizlere sözleşmeli, alım ve fiyat garantisiyle ektirebilmek. Mesela dondurulmuş parmak patates üretim tesisini bunun için yaptık. Tohum üretim ve işleme tesisini, yem fabrikasını bunun için yaptık. Yağ fabrikasını bunun için yapıyoruz. Şeker pancarında aşamadığımız kota sınırını başka ürünleri ektirerek aşmak istiyoruz.
Bu suya yazılmış bir söz değildir. Bizim yaptığımız bütün yatırımlar ve yapacaklarımız bu sözümüzün teminatıdır. Bu sene hasatını yaptığımız kanola çiftçimizin üretim susuzluğunu gidermek için eldeki bidonun yanına dahil ettiğimiz yeni bir bidondur. Konya Ovası önümüzdeki yıldan itibaren patatesin, şeker pancarının yeşili, arpanın, buğdayın altın sarısı ile birlikte kanola ile çiçek açacak.”
Bu arada, ülkemizin yağ ve yağlı tohum açığının kapatılabilmesi ve bu topraklarda bizim çiftçimizin üretimiyle tüketiminin karşılanabilmesi için öneml bir adım atan ve radikal kararları uygulamaya sokan hükümete de şükranlarını sunduğunu söyleyen Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, sözlerini şöyle bitirdi;
“Geçtiğimiz yıl kanolanın kilogram fiyatı 70 kuruştu ve 20 kuruşta destekleme vardı. Bu sene bizim üreticilerimizden biri hasadını tamamladı ve 115 kuruşa sattı. Kilogramında da 40 kuruş destekleme var. Bazı bölgelerimizde fiyat 125 kuruşa, 135 kuruşa kadar çıktı. Fiyattaki bu değişim hükümetimizin aldığı kararların bir neticesidir. Üreticimizin lehine olan bu uygulama nedeniyle bu kararın altına imza atan herkese teşekkür ediyorum. Tüm üreticilerimizin ekerken de, biçerken de, satarken de yüzlerinin güldüğü, alın terleri kurumadan emeklerinin karşılığını aldığı bir yıl olmasını temenni ediyor ve her üreticimiz ve her ürün için bereketli bir yıl ve bol kazanç diliyorum.”
Bu arada, Kanola tarlasında düşüncelerini paylaşan Ziraat Odaları Başkanları ile üreticiler de, Konya Şeker’in başlattığı Kanola üretiminin Konya Ovası için yararlı olduğunu belirterek, Konyalı üreticilerin münavebeli ekim anlamında ellerinin güçlendiğini ve Konya’da da bundan sonra başta şeker pancarı ve buğday olmak üzere patates ve Kanola’nın da üretilmesinin mümkün olacağını söylediler.
www.recepkonuk.com.tr