Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla mesaj yayınladı
14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla bir mesaj yayınlayan Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, Dünya Çiftçiler Günü’nün toprakla tohumu buluşturup bereket üreten o ellerin sahiplerine adanmış özel bir gün olduğunu belirterek, “Bu toprakların bereket ve cömertliğini zenginliğe dönüştürme kabiliyeti ve tecrübesi Türk çiftçisinde var. O zenginliği harekete geçirmek için beklenen tek şey dün olduğu gibi bugün de toprağın yoramadığı çiftçimizi yoran tarım dışı yüklerin Türk çiftçisinin omzundan kalkmasıdır” dedi.
Hazreti Mevlana’nın emeği ve süreci hatırlatmak için “Buğdayı değirmende öğütmezsen, onunla soframız bezenir mi hiç?” diye sorduğunu vurgulayan Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, mesajında şu görüşlere yer verdi;
“Bugün vesilesiyle tarladaki emeğiyle, ürettiği ürünle ayakta kalan çiftçilerimiz hatırlanacak. Beklentimiz ve olması gereken odur ki, tarımın sorunları gündeme gelecek, sektörün daha iyi bir gelecek beklentisine cevap olacak umut kapıları açılacak. Ülkemizdeki istihdamın hala yaklaşık dörtte biri tarım sektörünce sağlanıyor, ülkemizde 17,3 milyon insanımız köy ve beldelerde yaşıyor ve onların tek geçim kaynağı tarım. Köylerde istihdam edilen bu büyük kitleden toprağı olanlar çiftçilikle, olmayanlar ise rençberlikle hayatlarını kazanıyorlar. Ve bu büyük kitle, milyonlarca insanımız milli gelir ortalamasının10.456 dolar olduğu ülkemizde 3.602 dolar ortalama gelirle iktifa ediyor. Onların rant geliri yok, borsa ekranlarından, pariteden geçimlerine katkı sağlayacak başka gelirleri de yok. Onlar sadece ektikleri karşılığında aldıkları ürünle, elle tutulur, gözle görülür bir değer üreterek geçimlerini sağlıyorlar. Ancak onların ürünleri üzerinden başka gelirler oluşuyor ve geçinenler oluyor. Ziraat Odaları her ay açıklıyor tarla fiyatları ile market fiyatları arasındaki farkı, %300’lere varan fiyat farkları başkalarının geliri oluyor mesela. O gelirler, o ürünün fiyatına yansıyor ve ürün de üretim de üreten de pahalı üretmekle suçlanıyor. Yani emeğiyle üretip geçimini helal kazançla sağlayan çiftçi pahalı üretmekle suçlanıyor, aslan payını alan aracılar aradan çıkarılamadığı için. Bugün vesilesiyle bunları hatırlatmaz, tartışmaz ve gündemimize almazsak yayınlanacak mesajlar ve salonlarda yapılacak toplantılar unutulmamanın dışında geleceğe dair hangi ümidi verebilir biz çiftçilere?”
Çiftçilerin Mayıs ayında işlerinin yoğun olduğunu ve başka özel günler gibi çiftçilerin bu gününün Taksim’de, Kızılay’da ya da şenlik alanlarında kutlanmayacağını belirten Konuk, “Çoğunlukla adlarına kutlama yapılan çiftçiler kutlama mekânlarının içinde yer alamayacak bugün. Başka meslek mensupları gibi biz üreticiler alanlarda olmayacağız, biz çiftçilere kimse bugünün hatırasına ufak hediyeler de takdim etmeyecek. Adımıza kutlanan bugünü bizlerin ekseriyeti tarlalarımızda geçireceğiz. Çoğumuz da adımıza kutlama yapıldığından bile habersiz, traktör üstünde, çapada veya toprak, ürün ve su ile uğraşarak bugünü idrak edeceğiz. Yani asli işimizle uğraşarak” şeklinde konuştu.
“Bugün vesilesiyle köylerimizin ve o köylerin sahipleri ve sakinleri çiftçilerimizin hangi hayat standartlarında yaşadıklarını, çağdaş dünyanın hangi nimetlerinden mahrum kaldıklarını ve bu mahrumiyetlerin giderilmesi için neleri eksik yaptığımızı ve neleri yapmamız gerektiğini konuşmazsak işin insan boyutu eksik kalmaz mı?” diye soran Konuk, açıklamasını şöyle sürdürdü;
“Köydeki çiftçi çocuklarına akranlarıyla eşit koşullarda yarışacakları eğitim imkânlarını nasıl ulaştırabileceğimize, sağlık hizmetinden çiftçi ailelerinin de etkin yararlanması için yapmamız gerekenlere, sosyal güvenlik şemsiyesinin altında çitçi ailelerine de yer açmak için yapılacaklara, yani insanca yaşamak için asgari hayat standartlarını çiftçilerin yaşadıkları mekânlara ulaştırma konusunda yapılması gerekenlere bugün vesilesiyle odaklanmamız gerekmez mi?
Önce insan diyerek çiftçiler günü vesilesiyle bunları ve biz çiftçilerin geçimini, iktisadi faaliyetini doğrudan ilgilendiren üretim alt yapısı için yapılması gereken yatırımları ve üretim yaklaşımını konuşmamız gerekiyor bugün vesilesiyle. Mesela, rekabetçi yapımızı güçlendirmek için girdi maliyetlerini düşürecek tedbirleri geliştirmemiz, birim alandan alınan verimi arttıracak çözümleri üretmemiz gerekiyor. Mesela, gıda güvenliğimiz açısından tüketim odaklı yaklaşımımızı, üretim odaklı bir yaklaşımla değiştirmemiz gerekiyor. Ucuz tüketim için ithal baskısıyla üretimden vazgeçmek yerine, pahalı üretiyoruz beylik laflarının ve ezberinin arkasına sığınmadan bu peşin ve yanlış kabulün sonucu olan tarımın tasfiyesi kolaycılığından vazgeçip, tarlayı daha ucuz üretecek hale getirmemiz gerekiyor mesela.
Pancar üreticisinin gönül ve emek birliği ile kurduğu Pankobirlik ve sahibi pancar üreticileri olan Konya Şeker olarak biz hem tarlada üretimin üzerindeki yükün kalkması hem de merkezine insanı alan bir yaklaşımla köylerimize modern hayatın imkânlarını ulaştırmak için kararlılıkla mücadele ediyoruz yarım asrı aşkın süredir. Türk çiftçisi omzundaki yük hafifletildiğinde, toprakla arasına örülen duvarlar kalktığında neleri başarabileceğini Konya’da kendi inşa ettiği tesislerle ispatladı. O tesisler Türk çiftçisinin topraktan ürettiği ve biriktirdiği sermayenin eseridir. Türk çiftçisi ekonominin teorisinden pratiğine kendi sanayi tesislerini kurarak geçmiştir. Ve bu organizasyon 365 gününü çiftçiler günü ilan ederek, çiftçinin omzundaki yükü daha da hafifletmek, toprakla arasındaki duvarları kaldırmak, üretimde sürekliliği ve sürdürülebilirliği sağlamak, tarım sanayi entegrasyonunu tesis ederek dünya ile rekabette Türk çiftçisini avantajlı hale getirmek için çalışıyor.
İçindeyiz ve biliyoruz bu toprakların Türkiye’yi dünyanın en gelişmiş ekonomik güçlerinden biri yapacak potansiyeli var. Ve bu topraklar kendisini sevgiyle işleyenlere bereketini sunmakta, cömert ve şefkatli davranmakta gani gönüllü. Ve bu toprakların bereket ve cömertliğini zenginliğe dönüştürme kabiliyeti ve tecrübesi de Türk çiftçisinde var. O zenginliği harekete geçirmek için beklenen tek şey dün olduğu gibi bugün de toprağın yoramadığı çiftçimizi yoran tarım dışı yüklerin Türk çiftçisinin omzundan kalkmasıdır. Bugün vesilesiyle bunu beklemek, adım atıldığını veya atılacağını duymak fedakâr, çalışkan ve kanaatkâr Türk çiftçisinin hakkıdır.
Hazreti Mevlana’nın “her an iyilik tohumu ekedur; ekmedikçe hiçbir şey biçemezsin” öğüdünü kendisine rehber edinen Türk çiftçisinin bu topraklara bereket tohumları ekmeye devem etmesi, toprağın bereketinin, üretime, üretimin zenginliğe dönüşmesi, çiftçimizin ekerken de biçerken, çapada, hasatta, tarlada köyünde yüzünün güleceği günler dileğiyle 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nü kutluyorum.”